bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şöyle bir belgeselde anlatılan olay. link
    2. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      iran halkı için tam bir aldatmaca ve şok etkisi yaratmış devrim. klasik söz: gelen gideni aratmıştır --- alıntı --- merhaba, benim adım bahman nirumand. iranlı bir gazeteci-yazarım. şah'ın (bkz: rıza pehlevi) devrilmesinde aktif rol oynayanlardanım. ve aynı zamanda mollaların, demokrasi ve özgürlük getireceğine inanan milyonlarca solcu, demokrat, liberal ve milliyetçi insandan biriyim. evet, humeyni yeryüzünde cenneti vaat etti bize. demokrasi gelecek, kimse fikirleri ve siyasal görüşleri yüzünden tutuklanmayacak, işkence yapılmayacak, kadınlara eşit haklar verilecek, giyim serbest olacaktı. şah'ı devirdikten sonra mollaların camiye geri döneceklerinden emindik. devleti yönetecek durumda olduklarına inanmıyorduk. yanıldık. kitaplardan ezberlediğimiz cümleleri, içi boş kavramları birbirimize söyleyip duruyorduk. üzerinde durmadık her şey 14 ocak 1979 tarihinde değişti. şah, iran'ı terk etti. ardından iran tarihinin en büyük yürüyüşü tahran'da yapıldı. sansür, yasak yoktu, istediğimiz gibi bağırıyorduk. fakat mitingde ilk dikkatimi çeken, kim liberal musaddık ya da solcu şehitlerin resimlerini taşıyor ise mollalarca dövülüyordu. pek üzerinde durmadık bu olayın, "hele bir kurtlarını döksünler, sonra sakinleşirler" diye düşündük. ertesi gün gazetede, bir hırsızın genç mollalar tarafından yakalanıp, adına "islam mahkemesi" denilen bir mahalli heyet tarafından 35 kamçı cezasına çaptırıldığı haberini okuduk. haberi ciddiye almadık; "üç beş sapsızın işi" dedik. bu arada bira-şarap fabrikalarının yakılması, sinemaların tahrip edilip filmlerin sokaklara atılması gibi olayların üzerinde hiç durmadık. "ufak tefek şeylerin" toplumun demokrasi ve ulusal bağımsızlık yolundaki çabaları etkilemesini istemiyorduk. biz bunları söylerken, mollalar tarafından, kadın ve erkeklerin yan yana yüzemeyecekleri; okullarda aynı sınıflarda olamayacakları; birlikte spor yapamayacakları gibi gerici kararlar ardı ardına alınmaya başlandı. "müslüman kadınların yanında orospuların yeri yoktur" denilerek kadınlara örtünme zorunluluğu getirildi. özellikle üniversitelerde bu yüzden çatışmalar çıktı. bu çatışmalardan rahatsız olduk; kadın sorununun güncelleşip ön plana geçmesini istemiyorduk! "asıl mücadele, emperyalizme ve kapitalizme karşı verilmelidir" diyorduk. kadın sorunu bir yan çelişkiydi, ana çelişki sömürüydü. kadının giyim sorunu, emperyalizme karşı verilen mücadeleyi baltalamamalıydı! peçesiz, başörtüsüz sokağa çıkan kadınlar artık açıkça, gözümüzün önünde dövülüyordu. bazı kadınların yüzüne kezzap atılıyordu. biz ise hálá büyük laflar ediyorduk; bu tür olayları devrimin kaçınılmaz sancıları olarak görüp umursamıyorduk! "ittifak" "eylem birliği" gibi terimlerin peşinden koşup duruyorduk. geçiş sancıları sandık humeyni, "bütün sorunlarımızın sebebi, cemiyetimizdeki ahlaksızlıklardır. bunların kökünü kazımalıyız" diyor; genç mollalar terör estiriyordu. kitabevleri yağmalanıyor; gazete bayileri ateşe veriliyordu. şiraz"da "islam mahkemesi" eşcinsel ve fahişe olduğu gerekçesiyle dört kişiyi idam ediyordu. benzer olay tahran"da da gerçekleşiyor, üç fahişe ve üç eşcinsel kurşuna diziliyordu. sesleri ve görüntüleriyle erkekleri tahrik ettikleri için kadın spikerler televizyondan kovuluyor; uyuşturucu olarak görülen müzik yasaklanıyordu. alkol içen, kırbaç cezasına çaptırılıyordu. şimdi düşünüyorum da, insan zamanla her türlü aşağılanmaya alışıyor galiba. hiçbirini görmüyorduk; basmakalıp analizlerimizin doğru olduğuna o kadar inanıyorduk ki!.. oysa toplum hızla dincileştiriliyordu. alınan her kararda "tamam bu sonuncusu" diyorduk. ama arkası hep geliyordu. kızların evlenme yaşı 18"den 13"e düşürüldü. parfüm, ruj, saç boyası, mücevher gibi kadın malzemelerinin yurda girişi yasaklandı. kadın çamaşırı satan mağazaların vitrinlerine sutyen, kombinezon vs. koymasına bile izin yoktu. kamu dairelerinde kadın memurlara tesettüre girme emri çıkarıldı. aslında birçok aydın kadının üye olduğu kadın dernekleri vardı. onlar kendi küçük çevrelerinde "hamilelik tatilinin uzatılması", "eşit işe eşit ücret" gibi talepleri tartışıyorlardı. biz aydınlar hep aynı düşüncedeydik: demokrasi ve özgürlüğe geçiş sancılarıydı bu tür vakalar! abartmaya gerek yoktu. hepimiz "ana çelişki" üzerinde duruyorduk; öncelikle dışa bağımlılık ve ekonomik krizden kurtulmalıydık. halkı anlayamadık mollalar güçlendikçe saldırganlaştılar. örneğin, tirajı bir milyon olan liberal "ayendegan" gazetesi"ni kapattırdılar. sıra sonra "keyhan" gazetesi"ne geldi; muhalif yazarların işten çıkarılmasını sağladılar. tüm bu olanları protesto etmek için mitingler düzenlemeye başladık. ama iş işten geçmişti artık; insanlar yılmıştı, korkuyordu. özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık için ayaklanan halkın, bu kadar kısa sürede değişeceğini düşünememiştik. sanmıştık ki, mollaların gerici yasalarına/kurallarına halk karşı çıkacak. halbuki tersi oldu; mollalar yasak, sansür getirdikçe arkalarından gidenlerin sayısı arttı. örtünmek moda oldu! tüm bunlara "gelip geçici bir fırtına" diye bakmak ne büyük yanılgıydı. komünistlerden, solculardan, demokratlardan, milliyetçilerden sonra liberal islamcılar da zamanla mollaların hedefi oldu. şah döneminden daha çok insan cezaevlerine konuldu; idam edildi. milyonlarca insan canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı. kaçanlardan biri de bendim. umarım bizim hatalarımızdan birileri ders çıkarır. --- alıntı ---
      1geriye devrim dedikleri bu olsa gerek. - rakiedebiyati 08.08.2016 16:41:35 |#2743593
      1aynen, daha net bir örneği yok - hermes 08.08.2016 16:44:19 |#2743551
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şu çizgi film ile bazı şeylerin çok net görülebildiği olay. Persepolis izlerken "lan bi dk baya bizim gibi ya" şaşkınlığında bulunabiliyor insan.
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#781166) anlayana güzel bir alıntı.
      1onlarca kez anlattim cevremdeki insanlara ama anlamadilar bunu. insanimiz hoca bindigi dali keser mi insan derler gulerek nasrettin hoca hikayelerini anlatirken halbuki. - sohrab 17.04.2017 03:09:50 |#2930088
      1aynen öyle ama ben yüzlerce kez olsa bile anlatacam kardeşim. - kellepaca 17.04.2017 03:11:14 |#2930914
      1ucuruma yuvarlandik. bu saatten sonra ancak boslukta cirpiniriz cakilana kadar. bu gece bitti her sey. - sohrab 17.04.2017 03:12:04 |#2942514
      butun yorumlari goster (4)